Ülke ekonomisindeki “karar alıcılar” için, tüketicilerin ekonomi hakkındaki mevcut “algısını” bilmek ve gelecekle ilgili “beklentilerini” öğrenmek büyük önem taşımaktadır. Bu amaçla sıkça kullanılan göstergelerden birisi de “Tüketici Güven Endeksi-TGE (Consumer Confidence Indek-CCI)”dir. Ülke ekonomisinin bireysel aktörü olan “tüketicinin”, ekonominin genel durumuna karşı tavrını ölçmeye yarar.
Yüksek bir güven endeksi, tüketicinin gelirinin istikrarlı nitelik gösterdiğine, daha fazla alışveriş yapmaya meyilli olduğuna, ekonominin gelecek dönemde büyümeye devam edeceğine işaret ederken; düşük bir güven endeksi de, tüketicinin genel ekonomik durumdan huzursuz olduğuna, tüketimden kısmaya gidebileceğini gösterir.
Ocak 2018’de nispeten bir düzeltme yapmış olsa da, 65,1 sayısı ile, Aralık 2016’dan bu yana en düşük değerine ulaşmış olan Aralık 2017 TGE vesilesiyle, söz konusu endeksi bu haftaki yazımızın konusu yaptık.
TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ NEDİR?
TGE, adından da anlaşılacağı gibi, tüketicilerin kişisel mali durumları ve genel ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri ve gelecek dönem beklentileri ile, yakın gelecekteki harcama ve tasarruf eğilimlerinin ölçmeyi amaçlayan bir göstergedir. Söz konusu endeks, ekonomideki büyümeyi tahmin etme noktasında anlamlı değerler üretir. Ülkedeki siyasî ve ekonomik gelişmelerden, finansal piyasalardan etkilenen bir endekstir.
TGE ülkemizde her ay, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve TCMB tarafından üretilir. Yaş ve cinsiyete göre ağırlıklandırılan TGE, AB’nin belirlediği kriterler üzerinden hazırlanmaktadır. Söz konusu endeksin hazırlanmasında kullanılan “tüketici güven anketleri”, her ayın ilk 15 gününde yapılmakta ve ilgili ayın sonunda yayınlanmaktadır. TGE, kişisel mali durum, genel ekonomi, harcama ve tasarruf eğilimleri üzerinden ölçülür. Özelikle de, ekonomik büyüme rakamlarının üç ayda bir hesaplandığı düşünüldüğünde, her ay düzenli olarak hesaplanan TGE sonuçları daha da önem kazanmaktadır.
TGE’NİN İÇERDİĞİ KRİTERLER
Söz konusu endeks, kişisel mali durum, genel ekonomi ve harcama ve tasarruf eğilimleri üzerinden ölçülür.
Kişisel mali durum
Ankete katılan tüketicilerin geçmiş 12 aylık dönemdeki hane gelirleri, önümüzdeki 12 aylık dönem için hane geliri beklentisi, hane gelirini değerlendirmesi ve gelecek 3 aylık dönemde borç kullanma potansiyeli olup olmadığı irdeler.
Genel Ekonomi
Tüketicinin 12 aylık dönemde Türkiye ekonomisi ile ilgili değerlendirmesi ve beklentisi, işsizlik riski ile ilgili beklentisi, tüketim harcamaları eğilimi, tasarruf eğilimi, tüketici fiyatlarındaki değişim beklentisi ve yine aynı dönemde ücretler genel seviyesindeki olası değişim beklentisi ölçülür.
Harcama ve tasarruf eğilimleri
Tüketicinin gelecek 12 aylık dönem için, otomobil, dayanıklı tüketim malları alma eğilimi, yine aynı dönemde konut alma, yaptırma ve tadilat yaptırma arzusu ve bu dönemdeki tasarruf eğilimleri ölçülürken, son üç aylık dönemde yarı dayanıklı tüketim mallarına yönelik harcama eğilimleri de dikkate alınır.
TGE’NİN YANSITTIĞI BİLGİLERİN YORUMLANMA ŞEKLİ
Söz konusu endeks 0 ile 200 arasında bir sayı değeri alır. Endeksin 100 sayısının üzerindeki değerleri, tüketicinin ülke ekonomisini ve gidişatını olumlu değerlendirdiğini, ekonominin daha da büyüyeceğini beklediğini gösterir. 100 sayısının altındaki değerler ise, tüketicinin, ülke ekonomisi hakkındaki beklentisinin olumsuz olduğuna ve ekonomide küçülme veya kötüleşme umduğuna işaret eder.
ENDEKS SONUÇLARININ KARAR VERİCİLERE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
İç talep ve ekonomik büyümeye ilişkin önemli gösterge olan TGE değeri 100’ün altında kaldığı durumlarda, bir diğer anlatımla, ekonomiyle ilgili “büyüme beklentisinin zayıfladığında”, tüketicilerin “harcama eğiliminde yavaşlama” olacağı çıkarımı yapılmaktadır. Bu nedenle tüketici “harcamalarını artırmaya” yönelik “para ve maliye politikaları” uygulamaya alınmaktadır.
Tersine, TGE 100 eşiğinin çok üzerine çıktığı durumlar ise, tüketicinin, ekonomide büyüme beklentisi algısı içinde ve “iyimserliğinin yüksek” olduğunu göstermektedir. Böylesi bir olgu, ekonomide mevcut dengelerin korunması ve enflâsyondan kaçınma bağlamında, “harcamadan caydıran/erteleten” ve “tasarrufu özendiren” politikaların devreye alınmasında etkili olmaktadır.
ARALIK 2017 TGE DEĞERİ
TÜİK tarafından açıklanan TGE sayısı, Aralık ayında, bir önceki aya göre yüzde 0,1 oranında azalmıştı. Kasım ayında 65,2 olan endeks Aralık ayında 65,1 olurken, yılın en düşük seviyesini yansıtmış olmaktaydı. Bir diğer anlatımla, gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durumunun daha kötü olacağını bekleyenler çoğalmıştı.
2016 ve 2017 yıllarına ait TGE değerlerini aşağıdaki grafikte izleyebilmekteyiz.
TÜİK verilerine göre, genel ekonomik durum beklentisi endeksi Kasım ayında 87,1 iken, Aralık ayında yüzde 0,5 oranında artarak 87,5 değerine yükseldi. Bu artış, gelecek 12 aylık dönemde genel
ekonomik durumun daha kötü olacağı yönünde beklentisi olan tüketicilerin sayısının bir önceki aya göre azalmasından kaynaklanmıştı.
Hanenin maddi durum beklentisi endeksi bir önceki aya göre yüzde 2,8 oranında azalarak, Kasım ayında 84,6 oldu. Bu azalış, gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durumunun daha kötü olacağını bekleyenlerin arttığını göstermektedir.
İşsiz sayısı beklentisinin endeks değeri de, Kasım ayında 70,9 iken, Aralık ayında %0,5 oranında azalarak 70,6 oldu. Bu azalış, gelecek 12 aylık dönemde işsiz sayısında düşüş bekleyenlerin azaldığını işaret etmektedir.
Yukarıdaki olumlu gelişmelere karşın, tasarruf etme ihtimali endeks sayısı Kasım ayında 18 değerindeyken, Aralık ayında 17,5’a düşmüştü. Söz konusu düşüş, gelecek 12 aylık dönemde tasarruf etme ihtimali olduğunu düşünen tüketici saısının, bir önceki aya göre azaldığı anlamına gelmektedir.
Bizce endeks, tüketicinin önümüzdeki dönem için, daha çok kredi kullanarak “maddi durumunu koruyacağı” algısına sahip olduğunu vurgulamaktadır.
OCAK 2018 TGE DEĞERİ
Endeks sayısı 2018 Ocak ayında bir önceki aya göre %11,1 oranında artarak, 65,1’den 72,3 değerine yükseldi. Yükseliş her dört kriterde de (maddi durum, genel ekonomik durum, işsiz sayısı ve tasarruf beklentileri) görülmektedir. Makul bir “ekonomik bireyin”, endeks hesabında yer alan dört başlıktaki değerlemesinin, geçen bir aylık süre içinde bu kadar hızlı değişmesi oldukça nadirdir.
Bir aylık süre içinde TGE’deki bu yükseliş, 11 Aralık sabahı açıklanan yüzde 11,1 oranındaki “üçüncü çeyrek büyüme oranı” ile yakından ilişkili durmaktadır. Bizim de bu köşede 15 Aralık’ta değerlendirdiğimiz söz konusu bu “çok yüksek büyüme oranının” kamuoyunda yarattığı “iyimserlik”, şimdi de TGE’ indeki yüksek artışın kaynağını oluşturmuştur. Bildiğiniz gibi, bizce “yapay” olan bu büyüme, çeşitli kişi, kurum ve medya tarafından “rekor” nitelemesiyle de parlatılmıştı.
Özün özü: Yanlışlanmadığı sürece her yanılsama, başka yanılsamaların sebebi olur
Comments