11 Eylûl’de yapılan parlamento seçimleri vesilesiyle, 1990 yılında bağımsızlığına kavuşan Belarus siyasi yapısını ve seçim sisteminin, seçmen tercihleri yansıtma konusunda yarattığı düş kırıklıkları; ülkenin “liberal demokrasi” konusunda aldığı mesafe aşağıda ele alınmaya çalışılmıştır.
Belarus’un uluslararası güç dengesindeki konumu
Ukrayna gibi Slav ırkına mensup 9,5 milyon nüfuslu, 2014’de 76 milyar $ olan ulusal geliri 2015’de 55 milyar’a, kişi başı ulusal geliri de 8 bin’den 5,7 bin’e düşen bir ülke olan Belarus’ta “devlet güdümlü” bir ekonomi mevcuttur. Şöyle ki, merkezi yönetim ülke sanayisinin yaklaşık yüzde 80’ine sahiptir.
Rusya ile Beyaz Rusya arasındaki ilişkiler, Rusya’nın eski Sovyet devletleri içindeki en sıcak ve ılımlı olanıdır. Bir diğer anlatımla Belarus, Rusya Federasyonu’nu her koşulda destekleyen bir Slav cumhuriyetidir. Bunun bir ürünü de, 1997 Nisan ayında, Rusya ile Belarus’un, ”siyasi birlik” oluşturma amacıyla ikili anlaşma imzalamalarıdır. Bu niyetin bir sonucu da, iki ülke arasındaki ticarî ilişki boyutunun hızla artması, Beyaz Rusya’nın, Rusya’nın Almanya’dan sonraki ikinci ticari ortağı konumuna gelmesi olmuştır.* Bu bağlamda bir diğer gözlenen konu da Beyaz Rusya ekonomisinin, piyasa fiyatının altında ve takas yöntemiyle satın aldığı Rus enerjisi nedeniyle, Rusya’ya olan bağımlılığı olarak gözlenmektedir. Rusya ise Bearus’u, Batı ve Orta Avrupa’yı kara ve demiryolu ile bağlayan köprü olarak görmektedir. İki ülke arasında “birlik” konusunda somut bir gelişme olmamakla birlikte Rusya için Beyaz Rusya’nın, NATO’ya karşı bir dış karakol olarak değerlendirildiği bir gerçektir.
Ülkenin AB ve NATO ile ilişkilerine baktığımızda Batı’nın, her şeyden önce Beyaz Rusya’nın mevcut siyasi yapısını oluşturan/belirleyen sisteminin değişmesini arzuladığı bilinmektedir. Bu bağlamda, AB’nin Şubat 2015’te, hapisteki siyasî tutukluların salıverilmesi ve barışçıl bir devlet başkanlığı seçimi yapılması (Ekim 2015) karşılığında mevcut “ekonomik yaptırım ve engellerin” kaldırılması kararı aldığını biliyoruz. AB’nin Belarus ile dış politikasını “komşuluk” üzerine tesis etmesi sürdüğü gibi, Belarus da, AB ile işbirliği içinde olmasına ve Birliğe üye altı komşusuna karşın, üyelik/işbirliği konusunda henüz “resmi bir anlaşma yapmadığı” tek Doğu Avrupa ülkesi olma konumunu sürdürmektedir.2*
Ülkenin seçim geçmişi ve gelişmeler
Sovyet Bloku’nun çökmesiyle 27 Temmuz 1990’da bağımsızlığına kavuşan Belarus’un yönetim sistemi, iki meclisten oluşan parlamentolu bir “başkanlık sistemi” olarak tanımlanabilir. İki meclisli parlamentonun alt bölümünü, 110 üyeli Temsilciler Meclisi, üst kanadını ise, 64 üyeli Cumhuriyet Konseyi oluşturmaktadır.
64 üyeli Cumhuriyet Konseyi’nin 8 üyesi devlet başkanı tarafından atanmakta, 56 üyesi ise, bölgeler ve Minsk’deki Kurucu Konsey üyelerince (her biri 8 konsey üyesi), 25 Ağustos-13 Eylûl tarihleri arasında seçilmişlerdir. Temsilciler Meclisi’nin dört yıl için görev yapacak 110 üyesi ise, en son 11 Eylûl günü yapılan seçimle yenilenmiştir.
1994 tarihli anayasa ve 2000 tarihli seçim yasası ile düzenlenen sisteme göre, her bir Temsilciler Meclisi üyeleri “yüzde 50” oy oranı (mutlak çoğunluk) ile ve iki dereceli sistemle seçilebilmekteydi. Ancak 2013 yılında yapılan düzenlemeyle, her bir üye için aranan oy oranı “nispî çoğunluk” olarak değiştirilmiş ve seçimler tek dereceye indirilmiştir. Son yapılan 11 Eylûl seçimleri de bu yönteme göre gerçekleştirilmiştir. 3*
Ülkede yürütmenin başı olarak görev yapan devlet başkanlığı için 11 Ekim 2015’de yapılan seçimde, 1994’den bu yana aynı görevi yapmakta olan ve bağımsız olarak aday olan Alexander Lukashenko seçilmiştir. Beşinci dönemdir aynı göreve seçilen Lukashenko, seçime katılanların yüzde 83,47 sinin oyunu almıştır.4*
Belarus’ta merkezi yönetimin oluşumunda, yukarıda özetlemeye çalıştığımız seçim sisteminin bir sonucu olarak, ülke yönetiminde devlet başkanı ve bakanların ağırlığının olduğu bir sistemin geçerli olduğu gözlenmektedir. Bir diğer anlatımla, seçimle belirlenen parlamento alt kanadının (Temsilciler Meclisi) yönetim erkindeki etkinliği çok geride kalmaktadır.5*
11 Eylûl seçim sonuçları ve değerlendirilmesi
Yaygın bir şekilde “Avrupa’nın son diktatörlüğü” olarak nitelenen Belarus’ta geçerli olan seçim sisteminin bir sonucu olarak, parlamento seçimlerinde, genellikle bağımsız adayların seçimleri kazandıkları görülmektedir. Örneğin önceki parlamento seçimlerinde, 110 üyeli Temsilciler Meclisi’nin sadece beş üyesi siyasi partileri temsil ediyordu.
11 Eylûl seçim sonuçlarında da, mevcut temsil yapısında önemli bir değişiklik olmadığı görüldü. Bunlardan ilki, karşı görüşü savunan adaylardan sadece ikisinin meclise seçilebilmesi olmuştur. Keza 110 üyeli alt parlamentonun sadece 17 üyesi siyasi partileri temsilen yer almış olup, 93 üye “bağımsız” kanadı oluşturmaktadır.6* 448 adayın yarıştığı som seçimlerde de, muhalif partilerden hiçbir temsilcinin seçilen mecliste yer alamaması, 20 yıldır süren düzenin aynen sürdüğü noktasından beslenen kuşkuları getirmiştir.7*
OSCE’nin raporlarında da belirtildiği gibi, Beyaz Rusya’nın seçim süreci konusunda alacağı çok bulunmaktadır. Şurası açıktır ki, tüm devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinin sonuçları, yaklaşık 20 yılı aşkın süredir değişmemektedir. Ülkede yaşayanların uzun süredir merkezi yönetimi, ekonomik güçlükler için eleştirmesi ve beş dönemdir devlet başkanlığı görevi yapan Lukashenko’nun sürekli düşen kamuoyu desteğine karşın, ülkedeki muhaliflerin kamuoyunu, aktif politik görev almak için ikna edememeleri şaşkınlıkla karşılanmaktadır.8*Seçim sistemi, sistemin yasal çerçevesi ve oy sayımı gibi başlıklarda ülke içi ve uluslararası güvensizlik giderek yükselmektedir.
Bilindiği gibi, AB üyesi Macaristan ve Polonya ile, AB aday üyesi Türkiye’nin giderek “liberal demokrasi”den uzaklaştıkları yaygın bir görüştür. Kamuoyu tercihlerinin çeşitli nedenlerle seçim sonuçlarına yansımadığı ve bu nedenle “demokrasinin sözde kaldığı” AB üyesi veya adayı olmayan, Rusya Federasyonu’na ekonomik ve askerî olarak bağımlı olan bir ülke ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.
(*) :Asem Nauşabey Hekimoğlu,Rusya’nın Dış Politikası,Vadi Yayınları,2007,s.195-198
(2*) :”Belarus’s Election Tests the EU’s Global Strategy”,Carnegie Europe,9.09.2016, http://carnegieeurope.eu/strategiceurope/?fa=64519
(3*) :”Republic of Belarus – Parliamentary Elections, 11 September 2016 STATEMENT OF PRELIMINARY FINDINGS AND CONCLUSIONS”,OSCE,s.3, http://www.osce.org/odihr/elections/263656?download=true
(4*) :”Belarus election: Alexander Lukashenko wins fifth term with election landslide”,The Guardian,12.10.2015, https://www.theguardian.com/world/2015/oct/11/alexander-lukashenko-expected-to-remain-as-belarusian-president
(5*) : Yauheni Preiherman,“Belarus on the Eve of the Parliamentary Elections on 11 September”,Friedrich Naumann Foundation for Freedom,9.09.2016, http://fnst.org/content/belarus-eve-parliamentary-elections-11-september
(6*) :”Belarus activists unmoved by election of two opposition MPs”,The Guardian,12.09.2016, https://www.theguardian.com/world/2016/sep/12/belarus-activists-unmoved-election-two-opposition-mps-lukashenko
(7*) :”Belarus election: Opposition sceptical of chances in parliamentary vote”,BBC News,12.09.2016, http://www.bbc.com/news/world-europe-37332969
(8*) : “Belarus: Will new elections yield new results?Parliamentary elections to take place on September 11 in Belarus, Europe’s ‘last dictatorship’”,Aijezeera,9.09.2016, http://www.aljazeera.com/indepth/features/2016/09/belarus-elections-yield-results-160905082351430.html
Comments