Bu haftaki yazımızı, Türk Hazinesi’nin dış borçlanma dinamikleri ve bu yolla dış güçlerin (ya da Ankara yönetiminin deyişi ile “şer güçler”) ülkemiz üzerinde gerçekleştirdiği operasyonlara (!) odaklanmaya ayırdık.
2018 YILINDA HAZİNE DIŞ BORÇLARI
Hepimizin bildiği gibi, 2018 yılı Ankara yönetimince, “ekonomiye ‘şer güçlerin saldırdığı’ ve ekonomi yönetimince alınan önlemlerle ‘püskürtüldüğü” bir sene olarak anılmaktadır. Çünkü bu tedbirler alınmasaydı, geçen yıl 7,30’a çıkmış olan $/TL paritesi bugünkü 5-5,5- seviyesine inemezdi denilmektedir.
2018 yılında alınan önlemleri yakından irdelemek için, Hazine’nin söz konusu yıl yurt dışından yaptığı borçlanma ve geri ödeme işlemlerine yakından bakmak gerekir. Geçen yıl Hazine yurt dışından 7 milyar 714 milyon $ borçlanmıştır. Hazine nakit gerçekleşmeleri verisine göre, 2018 yılı dış borç kullanımı 36.8 milyar TL, dış borç ödemesi 31.9 milyar TL olmuştur. Bu durumda Hazine’nin, yaklaşık olarak 1 milyar $’ın üzerinde ilâve borçlandığını görmekteyiz.i
2019’DA HAZİNE DIŞ BORÇLANMASI
Hazine’nin resmi sitesinde yer alan “Türkiye Dış Borç Ödeme Projeksiyonları” verilerine göre, Ocak-Ekim 2019 döneminde;
Toplam ödenecek dış borç: 80.2 milyar $,
Kamunun ödeyeceği dış borç: 17.3 milyar $,
Özel sektörün ödeyeceği dış borç: 62.8 milyar $.
Bir başka ifadeyle, Hazinenin 2019 yılı 10 aylık döneminde yöneteceği/çevireceği dış borç 17.3 milyar $ tutarındadır.ii Bilindiği gibi uygulamada, vadesi gelen borçların hepsinin geri ödenmesi beklenmez. Vadesi gelen bir kısmı borçlar yeniden borçlanarak geri ödenir.
Bu bağlamda Hazine, 1 Nisan’da yaptığı 1 milyar $ tutarındaki dış borçlanma ile, 2019 yılı ilk 3 ayında 6.4 milyar $ dış borçlanmayı (sermaye piyasalarından tahvil satımı) tamamladığını duyurmaktadır. Yıllık dış borçlanma hedefi 8 milyar $ olan Hazine, bu borçlanma limitinin yüzde 80’ini şimdiden tüketmiş olmaktadır.
Diğer yandan Hazine’nin Ocak-Şubat 2019 “nakit gerçekleşmelerine” baktığımızda, yılın ilk iki ayında 29.4 milyar TL karşılığı dış borç alındığını; buna karşılık “sadece” 1 milyar TL karşılığı dış borç geri ödemesi yapıldığını görmekteyiz. Kısaca Hazine, içinde bulunduğumuz yılın ilk iki ayında 29.3 milyar TL karşılığı “net dış borç” almıştır.iii
2019 DIŞ BORÇLANMASINDAKİ ANA YÖN
Özel sektörü de dâhil ederek konuya baktığımızda;
-özel sektör 2018 birinci çeyrekte 325 milyar $’ı aşan dış borcunu geri ödemeye başladığını, 2018 üçüncü çeyreğinde özel sektörün dış borcunun 305,9 milyar $’a gerilediğini,
-kamu kesiminin ise, dış borçlanmasını hızlı bir şekilde arttırdığını,
-bu gelişmenin sonucu olarak Hazine’nin bu yıl, henüz ödemesi gelmemiş olmasına rağmen sermaye piyasalarından yapmayı plânladığı borçlanmanın yüzde 80’nini şimdiden aldığını,
izlemekteyiz.
HAZİNE’NİN İÇ BORÇLANMASINDA DA HIZLI ARTIŞ
İşin iç borçlanma cephesine baktığımızda da, Hazine’nin, sadece dış borçlanmada değil, aynı zamanda iç borçlanma uygulamasında da “fazladan borçlandığını” görmekteyiz.
Yılın ilk 2 aylık nakit gerçekleşmelerine göre Hazine, iç borç ödemesi 11 milyar TL olmasına karşın, 40.1 milyar TL iç borçlanmaya gitmiştir. Böylece yılın ilk ayında Hazine’nin “net iç borçlanması” 28.9 milyar TL’na ulaşmış bulunmaktadır.
SONUÇ YERİNE
Ülkemiz Hazinesi’nin dış ve iç borçlarında gözlenen ve 2019 yılının iki ayında rekor kıran borçlanma artışı, ülkemizdeki mevcut ekonomik düzenin sürdürülmesi ve sanal büyümenin, faturası ne olursa olsun devam ettirilmesi arzusuna dayanmaktadır.
Bu bağlamda hatırlatmak istediğimiz iki konu vardır. Bunlardan ilki, popülizm ve hafta sonu gerçekleşen 31 Mart yerel seçimi uğruna kamu kaynaklarının, olanakların dışında zorlanmasıdır. Yurt içinde de “döviz cinsinden” borçlanma yapan, ülkenin yükselen CDS’lerine koşut olarak artan faizlere katlanan, kamu bankalarının piyasaya döviz satışını sağlamak uğruna ülkenin uluslararası rezervlerini azaltan, kamu dış alımlarını öteleyen, dış borçlarını ulusal gelirinin yüzde 53,8’ine ulaştıran Ankara yönetiminin bu gelişmeyi yönetmesi giderek zorlaşmaktadır.
Diğer konu ise, bir yandan borçlanma yapıp, diğer yandan da meydanlarda ‘şer güç” ya da “dış güçler saldırdı” gibi sözlerin rahatça sarf edilmesi ve bu yöntemin bir popülist politika argümanı olarak kullanılmasıdır. Kamuoyunun sağlıklı düşünmesini engelleyen ve kafa karışıklığına yol açan bu yöntem, bürokrasinin ve seçmenin rasyonel karar vermesini engellemektedir.
Bilindiği gibi dış politik ve ekonomik ilişkilerde “dost/düşman olmak” değil, “karşılıklı çıkar” belirleyicidir.
Özün özü: İçi boş hacimsel ölçekler, bazen yönetilemez olurlar…
i “Kamu Finansman İstatistikleri”, TC Hazine ve Maliye Bakanlığı (HMB)
ii “Türkiye Dış Borç Ödeme Projeksiyonları”, HMB
iii “Şubat 2019 Hazine Nakit Gerçekleşmeleri”, HMB
Komentarze