Son dönemde dünyada etkili olan birden çok faktörün bir araya gelmesi, altının, zaten başlamış olan yıldız konumunu, bu kez de yıldızını giderek parlatarak sürdürüyor.
Dünyada yaşanan koronavirüs salgınında konuşulan ikinci dalga endişeleri ve küresel ekonomiye ilişkin belirsizliklerle yatırımcıların güvenli limanlara ilgisi artarken; ons altın tüm zamanların rekorunu kırmayı sürdürüyor. Gram altın fiyatları ise, ons altında yaşanan yükselişe paralel olarak tarihi zirvesini yenilemeye devam ediyor.
Finansal ürünlerin bu kadar çeşitli olduğu, yeni nesil finans mühendislerimizin sürekli yeni ve cazip finans araçlarını sürüme koyduğu çağımız dünyasında, dünyanın en eski ödeme ve tasarruf aracının bu denli değer kazanması oldukça ilginç geliyor. Keza söz konusu hareketin gerisindeki faktörlerin yalınlığı da, her şeyin karmaşık ve çoklu ilişkiler içerdiği günümüz koşullarına göre ayrı bir hayret konusu olmaktadır.
Yazımızı hazırladığımız sıralarda 1969.21 $ değerinde olan altının ons fiyatı[i], 5 Eylül 2011’deki rekor seviyesi olan 1920.30 $’ı da geçmiş durumda. Altının bu fiyat düzeyi, onun 2020 yılındaki primini yüzde 28’e çıkardı.
Türkiye’de ise gram altının fiyatı, yılbaşındaki 290.39 TL’nin üzerine, $’ın TL karşısındaki artışını ekleyerek 442.40 TL’a çıktı. Yılbaşından bu yana geçen 7 aylık sürede gram altının yaptığı prim yüzde 52’yi buldu.
ALTIN FİYATINDA GENİŞ BİR DÖNEMDE YAŞANANLAR
Daha önce 2011 yılında yaşanmış olan rekor düzeyine doğru ilk hareket Şubat 2001’de 253.75 $’dan başlamış ve 10 yılda yüzde 520 artışla 1571 $’a varmıştı. Bu artışın ağırlıklı bölümü, 2008 Küresel Ekonomik Krizini de içine alan 2008-2011 yılları arasında gerçekleşmiştir.
Eylül 2012yi izleyen 4 yılda gerileyen ve 1045 $’na inen ons altın, böylece yüzde 45.5 değer yitirdi. Önceki 10 yıllık kazancının yaklaşık yarısını bu şekilde geri vermiş oldu.
13 Aralık 2015’te bu düzeyden başlayan yükseliş eğilimi 5. yılında 1.969.21 $’a kadar çıktı ve son 4,5 yıl sonra yüzde 86 prim yapmış oldu. Ons altın fiyatında 2017 yılından bu yana yaşanan gelişmeleri aşağıdaki grafik bize görsel olarak aktarmaktadır.
Kaynak: Bloomberg
ALTIN FİYATLARINDA SON DÖNEM YAŞANANLARIN GERİSİNDEKİ NEDENLER
* Altının dünyada $ ile fiyatlanmasından dolayı, altınla bu para biriminin değeri arasında ters bir korelâsyon söz konusudur. “Dolar Endeksi”nin değeri,[ii] pandeminin en zor ve finansal piyasalarda kırılma günü olan 23 Mart’taki değeri 103.960 ile 2000’li yılların en yükseğine çıkmıştı. Son dönemde ise $’ın değer kaybı hızlanarak,[iii] dolar endeksi iki gün önce 93.612 değerine kadar inerek, Eylül 2018’deki dip seviyesini görmüştür. Amerikan Doları’nın söz konusu değer kaybı, altın fiyatlarındaki yükselişin en önemli destekçilerinden biri olmuştur.
* Keza, son dönemde, konsolosluk kapatma gibi, ABD-Çin gerginliğinin artması,
* ABD’de başkanlık seçimlerinin son 100 gününe girilmesi ve Başkan Trump’ın anketlerde geriye düşmesi, Demokratlar’ın adayı Biden’ın anketlerde önde çıkması,
* Salgının seyrindeki ağırlaşma,
* Küresel likiditenin virüs salgını ile yaklaşık bir kat daha artması,
* Altındaki üretim kısıtı nedeniyle, kağıt para artışının altın miktarındaki artışı geçmemesi gibi bir yaklaşımı gündeme getirilmesi,
* Küresel faizlerin dibe inerek tarihin en düşüğünü görmesiyle “negatif faiz” uygulamasının yaygınlaşması, para dışı finansal ve reel varlıklara ilgiyi artırıyor. Faizlerin daha yıllarca düşük seyredeceği beklenmesi altına, gümüşe, gayrimenkule, bakıra prim yaptırması,
* Dünya borsalarında görülen yorgunluk işaretleri,
* AB’nin önemli kilometre taşlarından biri olarak ortak borçlanma ve yardımlaşma paketine evet demesi, 750 milyar Euro tutarında kurtarma paketi,
* ABD’de hazırlıkları süren ikinci trilyon $’lık teşvik paketi, Cumhuriyetçiler’in ikinci yardım paketinin 1 trilyon $’ı, Demokratlar’ın ise 1.5 trilyon $’ı konuşmaları; seçimin yaklaşıyor olması nedeniyle anlaşma olmasının beklenmesi ve bu paranın bir şekilde harcanacak olması,
* Böylece her iki kıtada toplam 2-3 trilyon dolarlık parasal teşvik ve genişlemenin gündeme gelmesi,
* Bazı merkez bankası rezervlerinde, $ yerine altına ağırlık verilmesi,
gibi gelişmeler de altına yaramaktadır.
ALTIN FİYATLARINDAKİ YÜKSELME TÜRKİYE YARARINA
Ülke hane halkının elinde önemli miktarda bir altın stoku olduğu öteden beri bilinmektedir. Diğer yandan da emeklilik fonlarında, yatırım fonlarında, altın mevduatında da artışlar söz konusudur. Bankalardaki kıymetli maden depo hesapları 13.5 milyar $’dan 24.5 milyar $’a yükselmiştir.
Diğer yandan, TCMB altın rezervini en hızlı artıran merkez bankalarından biri oldu. TCMB’nin altın rezervi 2019’da 25 milyar $’dan, Temmuz 2020 itibariyle 40 milyar $’a yükselmiştir. Ne var ki, toplam rezervlerine oranla altın rezervi en yüksek merkez bankalarından biri olan TCMB’nın attığı bu adımın, toplam rezervlerin yeterliliği konusunda önemli bir katkısı olmayacaktır.
Ancak, TCMB’nin altın rezervindeki 15 milyar $ artış, bankalardaki altın mevduatı, Hazine’nin altın sertifikaları, yatırım ve bireysel emeklilik fonları katılma belgeleri, altın fiyatlarındaki bu yükselişin yarattığı değer artışını yansıtacaktır. Diğer bir ifadeyle “stok değerlenmesi” yaşanmaktadır.
ALTIN FİYATLARINDAKİ YÜKSELME TRENDİNİN GELECEĞİ
Dünyada tarihi düşük faiz oranlarını ve para bolluğunu arkasına alan altın iyi bir momentum yakaladı. Küresel çapta likiditenin geri çekileceği ve faizlerin yükseleceğinin ufukta belirmesine kadar da rüzgâr altından yana esmeye devam edebilir.
Şimdiye kadar altın fiyatlarının seyrinde, 2011 yılı rekor fiyat düzeyini yakalamak ve geçmek önemli bir çıpaydı. Bu düzey geçildiğine göre bundan sonraki destekleyicilerde kısa dönemde ters hareket beklenir mi?
Şunu hemen söylemek gerekir ki, altındaki hareketi besleyen nedenlerin güçlü ve çok yönlü olduğunu bir olgudur. Bu nedenlerde de kısa vadede bir değişme beklenmeyebilir. Ancak kısa sürede sağlanan primin de etkisiyle satışlarda olası bir tetikleme, trendi geri çevirmese de, yavaşlatabilir.
Bugünkü koşullarda altın fiyatlarında kalıcı yön değişikliğini ancak, küresel likidite ve faiz oranlarında tersine dönüşün başlatabileceği düşünmekteyiz.
[i] 1 ons altın 31.10 gram (tam olarak da 31.1034807 gramdır)
[ii] Dolar endeksi, Dolar’ın diğer para birimleri karşısında değerini göstermektedir. 1973 yılında Bretton Wood’s sisteminin kaldırılması ve esnek kur sistemine geçilmesi ile birlikte oluşturulmuştur. Endeks, Japon Yeni, Euro, Kanada Doları, İngiliz Sterlini, İsveç Kronu ve İsviçre Frangı’ndan oluşmakta ve geometrik ortalama yöntemiyle hesaplanmaktadır. Başlangıç değeri 100 baz puan kabul edilmiştir.
EUR/USD paritesi artarken Dolar endeksi azalır veya EURO/USD azalırken Dolar endeksi artar. Dolar endeksi son on yıl içinde 2008 yılında 71.050 ile tarihi en düşük seviyeyi 2015 Mart ayında ise 100.63 ile tarihi en yüksek seviyeyi kaydetmiştir. Şimdilerde ise 103.9 ile rekor ($ yönünden olumsuz anlamda) kırmaktadır.
[iii] 10 Mart’da 1.1281 olan EUR/UDS paritesi şimdilerde 1.1785’e yüksekmiş, bir diğer anlatınla bu süreçte $’ın Euro karşısındaki değer kaybı yüzde 4,5 olmuştur.
Comments