İçinde bulunduğumuz yılın Ocak Ayı’na ilişkin T.C. Merkez Bankası’nın (TCMB) yayınladığı ödemeler dengesi verilerine baktığımızda, son 15 yılda ödenen toplam dış borç faizinin yaklaşık 157 milyar Amerikan Doları ($) civarında olduğunu görmekteyiz.
Diğer yandan Ocak Ayı bütçesi ve Hazine nakit dengesini incelediğimizde de, 2019 yılı bütçe dengesinin, geçen yıla oranla daha iyi performans gösterdiği ve ilk ayda 5,1 milyar TL “fazla” verdiği anlaşılmaktadır.
Bu haftaki yazımızı, yukarıda özetlediğimiz iki parametrenin irdelenmesi ve bu gerçekleşmelerin bize hatırlattıklarına ayırdık.
DIŞ BORÇ FAİZ ÖDEMELERİNİN REKORU
TCMB tarafından hazırlanan ve 1998 yılından bu yana ekonominin tüm kesimlerinin (kamu, şirketler ve bankalar) dış borç için ödedikleri faizler toplamının grafiksel ifadesi aşağıda gösterilmiştir.
Kaynak: TCMB
Yukarıdaki grafik bize, ilk yıllarda dış borç faizleri için dışarıya yapılan ödemeler yaklaşık 4-5 milyar $ civarında olduğunu; bu rakamın 2007 yılında 11 milyar, 2008’de 12 milyar $ seviyesine yaklaştığını aktarmaktadır. Küresel Kriz sonrasında 8-9 milyar dolar sevilerine düşmüş olan sayı, 2016 yılında başlayan yükselme eğilimiyle, geçen yıl itibariyle ulaştığı 13,7 milyar $ ile rekor kırmıştır.*
Her yıla ait rakamları topladığımızda, son 15 yılda ödenen toplam dış borç faizinin 157 milyar $’a ulaştığını bulmaktayız. Doğaldır ki, bu tutarda ek döviz geliri yaratamayan ekonomi, faiz ödemelerinin önemli bir kısmını “yeni dış borç temini” ile gerçekleştirmiştir.
OCAK AYI BÜTÇE ve HAZİNE NAKİT DENGESİ
2019 yılı Ocak Ayı’nda Bütçe dengesi, geçen yıla oranla daha olumlu sonuçlanmış ve ilk ayda 5,1 milyar TL fazla vermiştir. Ancak bu bütçe fazlası hakkında en çok konuşulan konu, TCMB’nın temettü gelirleri üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Genelde uygulama, söz konusu gelirin Nisan ayında Bütçe’ye aktarılması şeklindeydi. Bu yılın da Nisan Ayı’nda gelmesi gereken 34 milyar TL, TCMB genel kurulu öne çekilerek, Ocak Ayı’nda Hazine’nin hesaplarına sokuldu. Bir diğer anlatımla, söz konusu bu erken aktarma olmasaydı, bu kadar harcama yapmanın olanağı mevcut değildi. Ama önümüzdeki 31 Mart Yerel Seçimleri, bu tür “kurnazlıkların”, etiksizliğin ve yaptırımsızlığın yaygın olduğu ülkemizde, böylece yeni bir uygulama başlattı. Bir diğer ifadeyle TCMB, Hükümetin yerel seçimler nedeniyle uyguladığı “genişlemeci maliye politikasına” yardımcı olmuştur.
Hükümetin eli bollaşınca (!) hemen harcamalara hız verilmiştir. Geçen yılla karşılaştırınca en fazla artış personel, hane halkına yardımlar, yatırımlar ve KİT’lere verilen sermaye yardımları kalemlerinde gerçekleştiğimi görmekteyiz. Bu bağlamda memurlara yapılan ödemelerde yüzde 25; hane halkına yapılan transferlerdeki yüzde 71; sosyal amaçlı transferlerdeki 213 ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)’na yapılan transferlerdeki artış dikkat çekmektedir.
Yatırımlar kaleminde Karayolları (TCK) en çok pay alan kuruluş olarak görülmektedir. 2018 yılının Ocak Ayı’nda sadece 2 milyar TL ödenek kullanabilen kuruluşa, bu yıl 8,8 milyar TL tahsis edilmiştir. Böylece seçimler öncesi alacaklı müteahhitler, onlardan alacaklı olan taşeron ve tedarikçiler sevindirilmiştir.
Hazine nakit dengesine göz attığımızda, Hazine’nin ilk defa bir yılda 14,5 milyar TL avans kullandırdığını görmekteyiz. Daha önceki yıllarda 3-4 milyar TL aralığında değişen bu tutar, dış borç faiz ödemelerinde olduğu gibi, geçen yıl yeni rekora yol açmıştır.! Bunun sonucunda Hazine yıllık nakit dengesinin açık tutarı artmıştır.
Peki bu durumda Hazine’nin nakit dengesi nasıl sağlanmış? Hazine, yukarıda da değindiğimiz gibi, TCMB’ndan temettü payı olan 34 milyar TL’nı Ocak Ayı’nda aldı. Bunun yanı sıra, önceden yaptığı yüksek faizli dış borçlanma ve iç piyasalardan aldığı dövizli borçlar ile harcamaların finansmanını, olağanüstü yöntemlerle gerçekleştirmiştir.
Bu bağlamda söylemek istediğimiz bir diğer konu da, dövizli iç borçlar ve son iki ayda yapılan dış borçlanma toplamının, bu yılın Hazine Finansman Programında açıklanandan dövizle borçlanma plânından fazla olduğu gerçeğidir.
SONUÇ YERİNE
Yukarıda anlattıklarımızı özeti, son dönemde yapılan yüksek tutardaki harcamalara, TCMB’dan erken aktarılan temettü ve iç-dış döviz cinsinden borçlanma ile kaynak sağlanabilmiş olduğudur.
Ocak Ayı’ndaki gözlenen bu kamu finansmanı ve bütçe politikası, yılın kalan aylarında, özellikle seçime kadar, devam sürdürülürse, sonrasında toparlaması çok zor olacaktır. Her şeyden önce, hem ülke ekonomisinin içinde bulunduğu konjonktür nedeniyle bütçe gelirlerinin düşük gerçekleşmesi olasılığı, hem de yılın kalan aylarındaki dış borç ödemeleri için gerekli döviz likiditesi gereksinimi, Hazine’yi “nakit yönetiminde” ve “borç döndürmede” çok zorlayabilir.
Özün özü: Bazı kesimlerce “ülkenin bakası” olarak nitelenen 31 Mart Yerel Seçimleri nedeniyle sunulan havuçlar, “gevşek malî politika” uygulamasının çok ötesinde ve ülke olanaklarının çok üstündedir. Evdeki bulgurdan olmayalım…
(*):Aslında “sıcak para yatırımcılarına” ödenen faiz bu tutara dahil değil, çünkü, Devlet İç Borçlanma Senetlerine (DİBS) para yatıran yabancıların elde ettikleri faiz gelirlerini hesaplayan ve yayınlayan bir kurum mevcut değil. Bu bağlamda ödenen faiz için yukarıdaki sayılara yaklaşık 3 milyar $ daha eklenmesi gerekir.
Comments